Adres

Merdivenköy Mah. Nur Sk. Business İstanbul Sitesi A Blok No:1A 34732 Kadıköy, İstanbul

TÜRKLİM BUĞRA BİLGİNER

AKILLI LİMAN, AKILLI İNSAN

BUĞRA BİLGİNER

TÜRKLİM EU VE UK YURTDIŞI TEMSİLCİSİ / LPL DANIŞMANLIK GM

Değerli Limancı Dostlarım,

Bu sayımızda konumuz Akıllı Limanlar, Dijitalleşme ve Liman Teknolojileri.

Akıllı Liman diye bir şey yoktur, Akıllı İnsanların yönettiği limanlar vardır.

Akıllı İnsanların yönettiği ve bu sayede Akıllı Liman projelerini hayata geçirebilmiş limanlara Akıllı Liman diyoruz.

Hayatımıza yavaş yavaş “Bu iş bizim limanda olmaz” şüpheleri ile giren Akıllı Limanlar kavramı, bugün tüm dünya limanlarında olduğu gibi ülkemizde de altın çağını yaşıyor.

Kurumsal Yönetim Sistemlerinin (Enterprise Management System) devreye alınması ile başladı maceramız. Önce TOS - Terminal Operasyon Sistemi ve ERP, ardından Bakım Yönetim Sistemi derken, hemen her departman kendi yönetim sistemini kurmaya, kullanmaya başladı. Ardından bu sistemlerin birlikte uyumlu bir şekilde çalışmasına odaklandık. Halen bu alanda çabaların bir çok limanımızda devam ettiğini görüyoruz.

Sistemler kurulduktan sonra bu sistemlerin kurumsal hafızanın kayıt altına alındığı ve geçmişe yönelik raporların alınmasından öte, günlük ve anlık kararların verilmesini sağlayan karar destek sistemlerine dönüşü sürecinin içerisindeyiz.

IoT, Big Data, AI, ML, Otomasyon, Dijitalizasyon, Optimizasyon, Simülasyon, Inovasyon gibi kavramları iş hayatımızda çokça kullanır olduk.

Eskiden çok üstümüze almadığımız bu gelişmeler artık hayatımıza gerçek anlamda girmeye başladı. Son birkaç yıldır illaki yeni bir teknolojiyi araştırırken, limanımıza uyarlamaya çalışırken buluyoruz kendimizi.

İnsanoğlunun hayatını kolaylaştırma çabası hiç bitmiyor, aslında akıllı limanların başlangıcının insanoğlunun üşengeçliği ile yakın bir bağlantısı var.

1991 yılında, Cambridge Üniversitesinde ortak kullanılan kahve makinasına gidip de cam sürahiyi boş bulmaktan sıkılan iki araştırmacı Paul ve Quentin, dünyanın ilk webcamini kurup üniversite networküne bağlıyorlar. Artık yerlerinden kalkmadan kahve makinasında hazır kahve var mı yok mu diye bakabiliyorlar. 1993 yılında da bu görüntü akışını internete verince, dünyanın ilk IoT cihazı doğuyor. Internet of Things.

IoT teknolojisi ile kahve seviyesini ölçme ile başlayan macera, bugün sensör teknolojisinin gelişimi ve ucuzlaması ile limancılık hayatına her geçen gün yeni bir inovasyon ile giriş yapıyor.

Daha önceden manual süreçler ile toplanması zahmetli, hataya açık ve maliyetli olan bir çok veri kolayca, doğru bir şekilde ve uygun maliyetler ile toplanabilir hale geldi.

Vinçlerimiz, iş makinelerimiz dile geldiler, bize sıcaklık, basınç, titreşim verilerini anlık olarak söylüyorlar. Bakım ihtiyaçları gelince, tuvaleti gelen çocuk gibi bize muhtemel bir arızadan önce haber veriyorlar.

Liman operasyon sistemleri, sahadan bir çok alandan alınan veriler ile bizimle daha detaylı konuşur hale geldiler, nerede yoğunluk var, nerede müdahale gerekiyor, sorun henüz olmadan cep telefonumuzdaki dashboardlar ve ikaz seviyeleri ile görebilir hale geldik. Bir sorun olduğu zaman, kritik bir vinç, iş makinası arızaya girdiği zaman zincirleme telefon trafiği ve iletişim gürültüsü yerine tüm yönetim kademesi anlık olarak olayı ve müdahale durumunu öğrenebiliyor.

Başka iş kollarından başarılı uygulamaları inovasyon ile limancılığa uyarlanması tüm hızı ile devam ediyor.

Berbere önceden randevu alarak gitmek gibi son derece gelişmiş bir teknolojiyi şu an “TAS- Truck Appointment System” ile liman kapılarında araç trafiğini yönetmek için uyarlamaya çalışıyor bir çok limanımız.

1960’lı yıllarda Denizaltıların yerini takip edebilmek için kullanılmaya başlanan GPS sistemini, 60 sene kadar sonra Liman araç ve İş makinalarının anlık olarak yerlerini görmek, vardiya sonrasında rastgele bırakılan iş makinasının yerini bulmak veya gece vardiyasında istif aralarında uyuyan araçları bulmak için uyarlamaya çalışıyoruz.

Sensör teknolojisi geliştikçe, RTG ve TT gibi iş makinalarının uzaktan kullanımı güvenlik ve maliyet açısından uygulanabilir hale geldi. Tam otomasyon ve otonom yapı ile yönetilen limanlar artık hayal değil, ve önümüzdeki 10 yıllık orta vadede bir çok liman makinası ya remote, ya da otonom kullanıma geçecek.

Projeleri çoğaltmak gayet mümkün, her geçen gün yeni bir Akıllı Liman uyarlaması ile karşılaşıyoruz.

Akıllı Liman projelerinin hayata geçirilmesi ise içerdiği insan faktörü nedeniyle tamamen ayrı bir konu.

Rahmetli Peter Drucker’ın sözlerini hemen aklıma geliyor:

“Culture eats strategy for breakfast.”

Öyle “güzel bir teknoloji var, falanca yurtdışı limanında yapılmış biz de yapacağız” ile olmuyor bu işler…

İsmini 1700’lü yıllarda tekstil makinalarını kıran ve otomasyona karşı çıkan tekstil işçisi Ned Ludd’dan alan “Luddite felsefesi” bugün limancılıkta da tüm heybeti ile Akıllı Liman projelerinin önünde duruyor.

İnsanoğlunun doğal bir dürtüsü, kendi işinin geleceğinden korktuğu için yapmakta olduğu işin otomasyona dönmesini istemiyor. Her alınan tekstil makinesi ile onlarca işçinin kapının önüne konulması da bu dürtüyü destekliyor. Elbette, günün sonunda o işçiler başka alanlara geçiyorlar, ancak kısa vadede iş yerleri işçilere sahip çıkma ve onları farklı yeteneklere yöneltmede yetersiz bazen de isteksiz kalıyorlar.

Dünya genelinde bir çok akıllı liman projesi insan faktörü nedeniyle gecikiyor, uygulama kararı verilemiyor, veya kullanıma geçirildikten sonra atıl kalıyor, devre dışı kalıyor. Alınan sistemler ve ekipmanlar çürüyorlar, yazılımlar öksüz kalıyor, bırakılıyor.

Remote kullanım sistemlerini, tam otomatik kapı sistemlerini, RTG lerinin kaza önleme kontrol sistemlerini, optimizasyon sistemlerini kullanmayan limanlar… Harcanan onca emek ve para.

Ardından 4-5 sene sonra muhtemel bir yönetici değişimi ile tekrar açılan dosya, ve yaşanan diyalog:

- Falanca sistemi kuralım. - Biz de vardı ama yürümedi. - Neden, nasıl? - Tam bilmiyorum, ama bizim limana göre değil o sistem…

Verilerin yönetimi ise başka bir konu.

Doğru karar vermek, doğru yönetmek için doğru veriye ihtiyacımız var. Digital twin, optimizasyon, simülasyon, emülasyon, big data, AI hepsinin kalbinde veri yönetimi var.

“Artık limanlar yük elleçlemiyor, veri elleçliyor” demişti sektörden bir abimiz.

Gerçekten günümüz artık raporlarla, sunumlarla, istatistikle, dashboardlar ile geçer oldu. Masamızdan kalkıp ta elleçlediğimiz gemilere, sahalara gidemez olduk.

Bir çok projeye başlarken ilk istenen şey bu konuyla ilgili veri.

Gelen ilk cevap ise; “elimizde veri yok”.

Israr edince ise, bir-iki hafta sonra ise nedense olmayan veri birden ortaya çıkıyor. Hatta deniliyor ki o rapor hazır varmış, onu kullandık. Limanlarda önceden hazırlanmış veri tabanı sorgularının/raporların ancak yüzde 10’unun kullanıldığını gözlemlemekteyiz. Yüzde 90’ı raporun bir ara kullanıldığının, sonra da peşinin bırakıldığına işaret ediyor. Kabaca elimizdeki veriyi karar destek sisteminde kullanma oranımızın onda bir olduğunu söylersek pek yanılmış olmayız.

Lynda Gratton, “The 100 Year Life” kitabında güzel anlatıyor. Gelecekte iki tip iş insanlar tarafından yapılmaya devam edecek.

Bir tanesi makinaların, sensörlerin, IoT cihazlarının, otonom sistemlerin yapamayacağı işler. Sanat, el emeği, zanaatkarlık gibi işler. Diğeri ise makinaların, sistemlerin, yazılımların yapılması ve yönetilmesi.

Arada kalan tüm işler orta ve uzun vadede insan mesleklerinden silinecek, bir hatıra olacaklar. Vinç operatörü, tır şöförü, kantarcı, liman planlamacısı, kapı puantörü, güvenlik personeli vb bir çok olmazsa olmaz liman işini makinalar yapıyor olacak. Gündelik yönetim kararları otonom sistemler tarafından veriliyor olacak. Hangi gemi yanaşacak, hangi makine çalışacak, vardiya nasıl olacak vb tüm süreçler otomatik olarak yapılacak. İnsanoğlu bu alandaki bilgisini dahi kaybedecek, yazılımlar ve sistemler bu işleri yapıyor olacaklar.

Biz tam da böyle bir çağın ortasına düştük. Değişim artık her gün adım adım gerçekleşiyor.

Bizim de iki seçeneğimiz var, bir tanesi “Luddite Felsefesi” ile hareket edip, değişime karşı gelmek. Bu sayede kaçınılmaz son gecikecek, ancak zamanı gelince Akıllı Liman’da çalışacak bir yetkinliğimiz kalmamış olacak. Muhtemel işsiz kalacağız.

İkincisi ise değişimi görmek ve buna göre kendini uyarlamak. Makine ve sistemlerin yapamayacağı işlere yönelmek veya makine ve sistemleri yönetecek bir konuma kendini geliştirmek.

Meslek hayatının sonlarına yaklaşan limancı dostlar için çok bir şey farketmeyebilir, en az bir on sene daha limanlarda bu iki seçeneğin ortasında bir yerlerde, her yeni proje ile tehdit altında kalan bir işimiz olmaya devam edecek.

Sözüm daha genç arkadaşlarıma; Limancılıkta bir kariyer hedefliyorsanız, gelecekte Akıllı Liman teknolojilerinin yerine getireceği işlerden kendinizi sistem yöneten veya sistemin gelecekte de yönetemeyeceği insan becerisi gerektiren işlere doğru yöneltiniz.

Akıllı Liman diye bir şey yoktur, Akıllı İnsanların yönettiği limanlar vardır demiştik.

Darth Vader dediyse, “It’s useless to Resist”. Karşı koymanın faydası yok.

Akıllı İnsan olmak, değişime direnmemeyi, Akıllı Limanların yolundan çekilmeyi de gerektiriyor.

Azgın bir sel gibi önünde ne varsa alıp götürecek çünkü…

Buğra BİLGİNER

bugra.bilginer@turklim.org

Adres

Merdivenköy Mah. Nur Sk.
Business İstanbul Sitesi A Blok No:1A
34732 Kadıköy, İstanbul