Adres

Merdivenköy Mah. Nur Sk. Business İstanbul Sitesi A Blok No:1A 34732 Kadıköy, İstanbul

TÜRKLİM BAŞKANIN MESAJI

BAŞKANIN MESAJI

AYDIN ERDEMİR

TÜRKİYE LİMAN İŞLETMECİLERİ DERNEĞİ (TÜRKLİM)

YÖNETİM KURULU BAŞKANI

BAŞKANDAN……………

Üç ayda bir yayınlamayı planladığımız E-Dergimizin Ocak-Mart 2023 tarihli olan ilk sayısının hazırlıklarını yaptığımız Şubat ayı başında yaşadığımız depremle birlikte gündemimiz de değişti. Tüm ülkeyi yasa boğan depremde İskenderun Körfezi’nde bulunan üye limanlarımızın çalışanlarının da bulunduğu binlerce canımızı kaybettik, binlerce yurttaşımız ise yaralandı. AFAD’tan yapılan son güncel açıklamaya göre Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6'lık depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 50 bin 96, yaralananların sayısının ise 107 bin 204 olduğu bildirildi. Depremde hayatını kaybeden, içinde sektör çalışanlarımızın da olduğu canlarımızın mekanları cennet olsun, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yaralanan yurttaşlarımıza da acil şifalar.

Kandilli Rasathanesi’nin kayıtlarına göre topraklarının tamamına yakını fay hatları üzerinde yer alan ülkemizde geçtiğimiz yıl 33 bin 824 yer sarsıntısı kaydedildi. 2020'de gerçekleşen büyüklüğü 4 ve üzerinde olan deprem sayısı da 322. Türkiye'nin bulunduğu coğrafya 1500'lü yıllardan itibaren farklı zamanlarda 7 ve üstü büyüklüğünde 23 depremle sarsıldı. Dünyada ise her yıl yaklaşık 500 bin deprem meydana geliyor. Bu depremlerden sadece beşte biri hissediliyor, yaklaşık 100’ü hasara neden oluyor.

Büyüklüğü 7,8 olarak kaydedilen, resmî sayılara göre 32 bin 968 kişinin yaşamını yitirdiği, 100 binden fazla kişinin ise yaralandı 1939 Erzincan depreminden sonra büyüklüğü 7,6 olarak kaydedilen 1999 Marmara depreminde de TBMM’nin araştırma raporuna göre 18.373 kişi öldü. 48 bin 901 kişi ise yaralandı. Bırakalım 1939 yılında Erzincan’da yaşanan depremi, 24 yıl önce yani 1999 yılında yaşanan depremden sonra neden önlem alınamadığı, ya da ülke olarak çok iyi bilinen risklere karşın neden ülkeyi, kentlerimizi, sanayimizi, ulaşım ağlarımızı vb. depreme dayanıklı olarak hazırlayamadığımı yeniden sorguluyoruz. Eksiklik nerede ya da neyi yanlış yapıyoruz? Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken umarım yaşanan bu büyük acı çok daha büyük dersler çıkarmamıza ve geleceği bu gerçeğe göre yeni baştan inşa etmemize imkan verecektir. Bu hayata geçirmek için başta bilim insanlarımız, kurumlarımız, şirketleriniz ve her şeyden önce olağanüstü derecede fedakar ve yardım sever olan yurttaşlarımız, mühendis, mimar ve şehir plancılarımız ve bu alanda çalışacak diğer bilim disiplinlerimiz olmak üzere hiçbir eksikliğimizin olmadığını düşünüyorum.

E-Derginin ilk sayısını depremle ortaya çıkan yeni duruma uygun olarak afet lojistiğine ve depreme dayanıklı limanlara ayırdık. Limancılık sektörü olarak dersler çıkarmamız ve hazırlıklarımızı da yapmamız gerekiyor.

Türkiye’de faaliyette olan 206 adet liman tesisinin; 149 adedi (%72) 1. Derece Deprem Bölgesinde, 17 adedi (%8) 2. Derece Deprem Bölgesinde, 26 adedi (%13) 3. Derece Deprem Bölgesinde ve 14 Adedi (%7) ise 4. Derce Deprem Bölgesinde bulunuyor. Limanlarımızın toplu bulunduğu Marmara bölgesi toplam yükün %38’ini, Akdeniz bölgesi %34’sini ve Ege bölgesi de %19’unu oluşturuyor. Kısaca Karadeniz hariç neredeyse ülkemizde elleçlenen yükün %92’i deprem riski altında olan bölgelerimizdeki limanlarımızda elleçleniyor.

Yaşanan deprem de bize limanlarımızın ve denizyolu ulaştırmasının deprem başta olmak üzere yaşanan afetlerdeki kritik rolünü bir kez daha gösterdi. Öncelik depremin ilk 72 saati olmak üzere özellikle İstanbul depremini öngördüğümüzde ana ve tali yolların, kente ulaşan demiryollarının hasar göreceği, bunların yeniden işler duruma geleceği süre içinde ilk kullanılacak ulaştırma modunun denizyolu olacağını, bununla birlikte tüm deniz vasıtalarının (gemiler, yolcu feribotları, RO-RO gemileri, balıkçı tekneleri, yolcu motorları, tüm özel tekneler vb.) afet lojistiğinin hızlı bir şekilde yürütülebilmesi için ne derece hayati derecede önemli olduğunu öngörmemiz gerekiyor. Sadece limanlar değil tüm iskeleler, balıkçı barınakları, marinalar ve hatta özel iskeleler de bu afet lojistiğinde kullanılabilecektir. Başta arama ve kurtarma, enkaz kaldırma personeli de olmak üzere tüm uzman ekiplerin, ekipmanların ve araçların afet bölgesine ulaştırılmasına ilave olarak giyecek, gıda, sağlık malzemesi, çadır, yaşam konteynerleri vb. malzemelerin ulaştırılmasında öncelik deniz ulaştırması olacaktır. Hastane ve yaşam gemilerinin organizasyonunda, yaralı ve insan transferinde de limanların hayati rolleri daha da fazla anlaşılmıştır. Ayrıca limanlar sahip oldukları imkanlarla depolama, haberleşme, dağıtım ve lojistik yönetim merkezi olarak kullanılabilir özelliklere sahiptir.

Yaşanan depremlerle ortaya çıkan risklere baktığımızda Türkiye’de yürürlükte olan mevzuatlarda, deprem şartnamelerinde ve kıyı yapılarıyla ilgili teknik esaslarda geleceğe dönük olarak neler yapılması gerektiğine ilişkin yol gösterici bilginin de artık önümüzde olduğunu görüyoruz. Başta Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü, Denizcilik Genel Müdürlüğü olmak üzere ilgili tüm kurumlarımızın da bu depremden çıkaracağı çok önemli sonuçlar olduğunu görüyoruz. Bu açıdan TÜRKLİM olarak kamunun ilgili birimleriyle koordinasyon halinde limanlarımızın deprem riskine göre hazırlığı ve güçlendirilmesiyle ilgili teknik çalışmalara başlayacağız. Bu amaçla TÜRKLİM bünyesinde üyelerimizden, uzmanlardan ve danışmanlardan oluşan bir “Afet Yönetimi Çalışma Grubu” da kurduk. Dergimizde bu grubumuzla ilgili de bilgiler ve kuruluş hedefleri de yer almaktadır. Başta limanlarımızın depreme karşı güçlendirilmesi, yaşanabilecek afetlerde arama, kurtarma ve afete karşı hızlı ve etkili müdahale yapabilmek adına limanlarımızın personel açısından hazırlanması, yine afete uğrayan limanlarımıza dışarıdan destek sağlamak üzere farklı bölgelerden limanlarla eşleştirilmesi de dahil olmak üzere önümüzde çok sayıda görevimiz duruyor. Deprem ya da diğer afetler aynı zamanda denizyolu ulaştırmasının ve limanlarımızın ne kadar önemli hayati olduğunu da göstermiştir ki depremle beraber denizyolu üzerinden bölgeye bir köprü kurulabilmiştir. İskenderun Körfezi’ndeki limanlarımız da bu depremde bu görevlerini başarıyla yerine getirmiştir. Yani limanlarımız sadece denizyoluyla yapılan dış ticaretimizin değil, afetlerde ülkemizin can ve hayat kapılarıdır.

Bir sonraki sayıda buluşmak dileklerimle.

Adres

Merdivenköy Mah. Nur Sk.
Business İstanbul Sitesi A Blok No:1A
34732 Kadıköy, İstanbul