Adres

Merdivenköy Mah. Nur Sk. Business İstanbul Sitesi A Blok No:1A 34732 Kadıköy, İstanbul

TÜRKLİM TÜRKİYE'NİN DEPREM POTANSİYELİ:

TÜRKİYE'NİN DEPREM POTANSİYELİ:

GÖKHAN BATMAZ

Ülkemiz dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerinde yer almaktadır. Ülkemizin, karmaşık jeolojik yapısı ve jeodinamik konumundan dolayı çok sayıda aktif fay bulunmaktadır. MTA Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen, ülkemizde var olan ve deprem potansiyeli taşıyan aktif fayların haritalanmasına yönelik bir proje 1987 yılında tamamlanmış ve bunların depremsellik açısından özelliklerini tanımlayan bir rapor hazırlanmıştır. 1992 yılında ise harita (Türkiye Diri Fay Haritası) yayımlanarak yerli ve yabancı ilgili kuruluşlara dağıtılmıştır. Bu harita baz alınarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından uygulamada kullanılan yönetmeliklere esas olan Deprem Bölgeleme Haritası yenilenmiştir. Harita basıldıktan sonra, meydana gelen büyük depremlerin tamamına yakını bu haritada gösterilen diri faylar üzerinde gerçekleşmiştir.

Türkiye Diri Fay Haritası ’na göre ülkeyi boydan boya kat eden Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı ile Doğu Anadolu, Marmara ve Ege bölgeleri ile ülkemizde deprem riski en yüksek olan alanlardır.

Şekil-1. Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası

Yukarıdaki haritadan da görüleceği üzere ülkemiz kıyı alanlarının büyük bir bölümü 1. Derece deprem bölgesinde yer almakta, diğer bölgeler ise deprem etki alanları içerisinde yer almaktadır.

Şekil-2. Türkiye’de Büyük Deprem Üreten Aktif Fay Hatları

Şekil-3. Türkiye ve Çevresindeki Levha Hareketleri

Kuzey Anadolu Fay Hattı

Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biridir.

KAF sistemi, Anadolu Levhası'nın, güneyde Arap Levhası (yılda 25 mm'leri bulan hızlı sıkıştırma hareketi ile) ve kuzeyde (neredeyse hiç hareket etmeyen) Avrasya Levhası'nın arasında kalması ve bu sebeple batıya doğru açılma şeklinde hızla hareket etmesi sebebiyle yüksek sismik aktivite göstermektedir.

KAF, 1100 km uzunluğunda sağ yönlü ve doğrultu atımlı aktif fay hattıdır. Yaklaşık olarak Van Gölü'nden Saros Körfezi'ne kadar tüm kuzey Anadolu'yu keser. Tek bir faydan oluşmaz, pek çok parçadan oluşan fay zonudur. Fay hattında, parçalanmış-ezilmiş kayaçlar, soğuk ve sıcak su kaynakları, gölcükler, traverten oluşumları, genç volkan konilerine rastlanır.

1999 İzmit Depremi KUZEY ANADOLU FAYI’nın Doğu Marmara kesiminde gerçekleşmiştir. Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ülkemizin aktif tektonik çatısında çok önemli bir yere sahiptir. Bu fay üzerinde son yüzyılda 1939’da Erzincan'dan başlayan ve doğudan batıya doğru fay segmentleri (parçaları) boyunca düzenli bir seyir izleyen 7 büyük deprem olmuştur.

Şekil-4. 1900’den Beri Kuzey Anadolu Fay Hattında Oluşan Önemli Depremler

Doğu Anadolu Fay Hattı

Doğu Anadolu Fay Hattı, Türkiye'nin doğusunda olan doğrultu atımlı bir fay hattıdır. Anadolu Levhası ile kuzeye doğru hareket eden Arap Levhası arasındaki dönüşüm tipi tektonik sınırı oluşturur. İki levhanın göreli hareketlerindeki fark, fay boyunca sol yanal harekette kendini gösterir. Doğu ve Kuzey Anadolu fayları, Avrasya Levhası ile devam eden çarpışma nedeniyle sıkıştırılan Anadolu Levhasının batıya doğru hareketini birlikte barındırır.

1939'dan 1999'a kadar bir dizi deprem Kuzey Anadolu Fayı boyunca batıya doğru ilerledi. Ama 1998'den beri Doğu Anadolu Fayı ile ilgili bir seriler de bulunmaktadır. Bunlar 1998 Adana-Ceyhan depremi ile başlamış ve 2003 Bingöl depremi, 2010 Elazığ depremi, 2020 Elazığ depremi ve 2023 Kahramanmaraş depremlerini içermektedir.

Şekil-5. 1950’den Beri Doğu Anadolu Fay Hattında Oluşan Önemli Depremler

FAY TANIMI:

Fay ya da kırık, iki kıta sahanlığının birbirlerine sürtünerek zıt yönlerde hareketleri sonucu oluşan yapıya verilen isimdir. Kırıkların uzunlukları boyunca jeolojik tabakalar iki ayrı blok halinde yer değiştirir. Buradaki "kırık" terimi çatlaklarla karıştırılmamalıdır. Zira çatlaklarda kırılma yüzeyleri boyunca bir yer değiştirme, bir kayma söz konusu değildir. Bir çatlağın fay olabilmesi için fay aynası, tavan ve taban blokları ve atıma gerek vardır.

Faylarda kayma hareketi bir düzlem boyunca oluşmaktadır. Bu düzleme fay düzlemi (kırık aynası) adı verilir. Bu düzlem üzerinde sürtünme sebebiyle kayma çizikleri (kırık çizikleri) bulunur. Bu kırık çizikleri bize kaymanın doğrultusunu bulmamıza yardımcı olur.

Fay Tipleri

Fay terimi kayaçlarda gözle görülecek kadar kayma hareketi gösteren kırıklara verilen genel bir isimdir. Kayaçlar bu kırıklar boyunca koparak birbirinden ayrılırlar. Genel bir tanımlama ile kayaçların bir düzlem boyunca gözle görülecek derecede kayma göstermesi olayına faylanma, bu olay sonucu meydana gelen şekle Fay denir. Faylanma olayı sonucu çoğunlukla birbirine paralel bir veya birkaç kayma düzlemi meydana gelebilir veya fay zonlarındaki kayaçlar kırılıp parçalanabilir. Faylar ve çatlaklar mekanik bakımdan birbirlerine benzeseler de, çatlaklarda genellikle kırılma düzlemleri boyunca yanlara doğru bir açılma olmasına karşılık Faylarda ise kırılma düzlemine paralel olarak ve değişik yönlere doğru bir kayma hareketi söz konusu olmaktadır.

TÜRKİYE KIYI YAPILARI TASARIMI:

Türkiye Kıyı ve Liman Yapıları, Demiryolları, Havameydanlar İnşaatlarına İlişkin Deprem Teknik Yönetmeliği 18.08.2007 tarih ve 26617 no’lu Resmi Gazete’de yayınlanmış ve 01/09.2008 tarihinde yürürlülüğe girmiştir. Bu tarihten önce projelendirilen kıyı yapıları için geçerli bir yönetmelik yer almamaktaydı, çeşitli şartnamelerdeki ivme değerleri ve ampirik formüller ile kuvvetler hesaplanmakta ve bu kuvvetler yapıya etki ettirilmekteydi. Özetle, geleneksel dayanıma göre tasarım ilkesi çerçevesinde doğrusal (lineer) analiz yöntemleri kullanılmaktaydı.

2008 yılında yürürlüğe giren yönetmelik ile beraber, yeni yapılacak, büyültülecek ve değiştirilecek kıyı-liman, demiryolu ve hava meydanı yapılarının depreme dayanıklı tasarımı ve bu tür mevcut yapıların deprem performanslarının değerlendirilmesi olanağı sağlanmıştır.

Çıkan bu yönetmelikle beraber, deprem etkileri altında temel ilke olarak performansa göre tasarım esas alınmıştır. Bu tasarım yaklaşımında, belirli düzeylerdeki deprem yer hareketleri altında taşıyıcı sistem elemanlarında oluşabilecek hasarlar, sayısal olarak tahmin edilip ve bu hasarın her bir elemanda kabul edilebilir hasar limitlerinin altında kalıp kalmadığı kontrol edilmektedir. Kabul edilebilir hasar limitleri, çeşitli deprem düzeylerinde yapı için öngörülen performans hedefleri ile uyumlu olacak şekilde tanımlanmaktadır. Eleman düzeyinde hesaplanması öngörülen deprem hasarı, şiddetli depremlerde genel olarak doğrusal elastik sınırlar ötesinde meydana nonlineer deformasyonlara karşı geldiğinden performansa göre tasarım yaklaşımı, doğrusal olmayan (nonlineer) analiz yöntemleri ve şekildeğiştirmeye (deformasyona) göre tasarım kavramı ile doğrudan ilişkilidir. Esaslarda, hasarın sınırlı olmasının öngörüldüğü performans hedefleri için, geleneksel dayanıma göre tasarım ilkesi çerçevesinde doğrusal (lineer) analiz yöntemlerinin kullanılmasına da izin verilmektedir.

3.2. Deprem Etkisinin Tanımlanması (2008):

3.2.1 Deprem Düzeyleri

Bu yönetmelik; kapsamındaki yapıların performansa göre tasarımında esas alınacak deprem düzeyleri aşağıda tanımlanmıştır.

(D1) Deprem Düzeyi

Bu deprem düzeyi, Esaslar kapsamındaki yapıların servis ömürleri boyunca meydana gelebilmesi olasılığı fazla olan, göreli olarak sık ancak şiddeti çok yüksek olmayan deprem yer hareketlerini ifade etmektedir. (D1) düzeyindeki depremin 50 yılda aşılma olasılığı %50, buna karşı gelen dönüş periyodu ise 72 yıldır.

(D2) Deprem Düzeyi

Bu deprem düzeyi, Esaslar kapsamındaki yapıların servis ömürleri boyunca meydana gelebilmesi olasılığı çok fazla olmayan, seyrek ancak şiddetli deprem yer hareketlerini ifade etmektedir. (D2) düzeyindeki depremin 50 yılda aşılma olasılığı %10, buna karşı gelen dönüş periyodu ise 475 yıldır.

(D3) Deprem Düzeyi

Bu deprem düzeyi, Esaslar kapsamındaki yapıların maruz kalabileceği en şiddetli deprem yer hareketini ifade etmektedir. (D3) düzeyindeki bu çok seyrek depremin 50 yılda aşılma olasılığı %2, buna karşı gelen dönüş periyodu ise 2475 yıldır.

3.2.2 Kıyı ve Liman Yapılarının Deprem Performansı Bakımından Sınıflandırılması

Kıyı ve liman yapıları; öngörülen deprem performansına, kullanım amacına ve sahip olduğu öneme göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılacaktır.

Özel Yapılar

Özel sınıfa giren kıyı ve liman yapıları aşağıdaki şekilde gruplandırılmıştır:

(a) Deprem sonrasında acil yardım ve kurtarma amacı ile hemen kullanılması gereken yapılar

(b) Toksik, parlayıcı ve patlayıcı özellikleri olan maddeler ile ilgili yapılar

Normal Yapılar

Normal sınıfa giren kıyı ve liman yapıları aşağıdaki şekilde gruplandırılmıştır:

(a) Can ve mal kaybının önlenmesi gereken yapılar

(b) Ekonomik veya sosyal bakımdan önemli olan yapılar

(c) Deprem sonrasında onarım ve güçlendirmesi zor ve zaman kaybına neden olacak yapılar

Basit Yapılar

Basit sınıfa giren kıyı ve liman yapıları aşağıdaki şekilde gruplandırılmıştır:

(a) Özel Sınıf ve Normal Sınıf’taki yapıların dışında kalan daha az önemli yapılar

(b) Önemsiz Sınıfı’ndaki yapıların dışında kalan yapılar

Önemsiz Yapılar

Önemsiz sınıfına giren kıyı ve liman yapıları aşağıdaki şekilde gruplandırılmıştır:

(a) Kolaylıkla yeniden yapılabilecek yapılar,

(b) İleri derecede hasar görmesi bile can güvenliğini tehlikeye atmayan yapılar

(c) Geçici yapılar

3.2.3 Kıyı ve Liman Yapıları İçin Tanımlanan Performans Düzeyleri

Kıyı ve liman yapılarının performans düzeyleri, deprem etkisi altında meydana gelmesi beklenen hasarlara bağlı olarak aşağıda tanımlanmıştır. Bu performans düzeyleri için kabul edilebilir hasar limitleri, her bir yapı tipi veya elemanı için ayrı ayrı ve sayısal olarak tanımlanacaktır.

Minimum Hasar Performans Düzeyi (MH)

Minimum Hasar Performans Düzeyi; kıyı ve liman yapılarında ve bunları oluşturan elemanlarda deprem etkisi ile hiç hasar meydana gelmemesi veya meydana gelecek yapısal hasarın çok sınırlı olması durumunu tanımlayan performans düzeyidir. Bu durumda liman operasyonu kesintisiz olarak devam eder veya meydana gelebilecek aksamalar birkaç gün içinde kolayca giderilebilecek düzeyde kalır.

Kontrollu Hasar Performans Düzeyi (KH)

Kontrollu Hasar Performans Düzeyi; kıyı ve liman yapılarında ve bunları oluşturan elemanlarda deprem etkisi altında çok ağır olmayan ve onarılabilir hasarın meydana gelmesine izin verilen performans düzeyi olarak tanımlanır. Bu durumda, ilgili yapı veya elemana ilişkin liman operasyonunda kısa süreli (birkaç hafta veya ay) aksamaların meydana gelmesi normaldir.

İleri Hasar Performans Düzeyi (İH)

İleri Hasar Performans Düzeyi (İH); kıyı ve liman yapılarında ve bunları oluşturan elemanlarda deprem etkisi altında göçme öncesinde meydana gelen ileri derecedeki yaygın hasarı temsil etmektedir. Bu durumda, ilgili yapı veya elemana ilişkin liman operasyonunda uzun süreli aksamaların meydana gelmesi, hatta ilgili liman servisinin tamamen iptal edilmesi mümkündür.

Göçme Hasarı Durumu (GH)

Bu durumda, kıyı ve liman yapılarında ve bunları oluşturan elemanlarda deprem etkisi altında tam göçme hasarı meydana gelir. İlgili yapı veya elemana ilişkin liman operasyonuna devam edilemez.

Kıyı ve Liman Yapılarında Öngörülen Performans Hedefleri

Kullanım amacı, türü ve önemine göre performans sınıfları tanımlanan kıyı ve liman yapıları için hedeflenen performans düzeyleri, yukarıda tanımlanmış bulunan deprem düzeylerine bağlı olarak Tablo-1’de verilmiştir.

Tablo-1. Çesitli deprem düzeylerinde hedeflenen performans düzeyleri

Tablo-1’de parantez içinde gösterilen performans hedeflerinin kendiliğinden gerçekleşeceği varsayılmaktadır. Bu bağlamda Basit Sınıf’taki yapılar için (D1) depremi altında Kontrollü Hasar (KH) performans hedefinin sağlanmış olması yeterlidir ve bu tür yapılar için (D2) depremi altında İleri Hasar (İH) performans hedefinin irdelenmesine gerek yoktur. Benzer biçimde, can güvenliğini tehlikeye atmayan ve kolayca yenilenebilecek olan Önemsiz Sınıf’taki yapılar için (D1) depremi altında (İH) performansının ve (D2) depremi altında (GH) durumunun kendiliğinden gerçekleşeceği öngörülmektedir. Bu nedenle bu tür yapıların sadece deprem dışı etkilere göre tasarımının yapılması yeterlidir.

3.2.5 Tasarım ve Değerlendirme Yöntemleri

Kıyı ve liman yapılarının depreme karşı tasarımında kullanılacak yöntemler iki temel gruba ayrılmıştır. Yöntemlerin genel tanımları ve uygulama kapsamları aşağıdaki paragraflarda verilmiştir. Yöntemlere ilişkin ayrıntılar ve uygulama esasları ise ağırlık tipi ve palplanşlı rıhtım duvarları için 2.2’de, kazıklı iskele ve rıhtımlar için 2.3’de verilmiştir.

Dayanıma Göre Tasarım (DGT) Yöntemleri

Dayanıma (Kuvvete) Göre Tasarım (DGT) yaklaşımı, elastik deprem kuvvetleri veya elastik ötesi sünek davranış dikkate alınarak azaltılan eşdeğer kuvvetler altında yapılan doğrusal elastik analize göre, sistemlerin stabilitesinin ve yapısal elemanların dayanımlarının yeterliliklerinin sağlanması esasına dayanır.

DGT Yöntemleri, (D1) depremi altında tüm kıyı ve liman yapılarının tasarımında kullanılabilir (Bkz. Tablo-2. ve Tablo-3). Bu tür yöntemlerden ağırlık tipi ve palplanşlı rıhtım duvarlarının ve Özel Sınıf’a giren kazıklı iskele ve rıhtımların (D2) düzeyindeki depreme göre tasarımında da yararlanılabilir.

Şekildeğiştirmeye Göre Tasarım (ŞGT) Yöntemleri

Şekildeğiştirmeye (Yerdeğiştirmeye) Göre Tasarım (ŞGT) yaklaşımında, belirli düzeylerdeki deprem yer hareketleri altında taşıyıcı sistem elemanlarında oluşabilecek hasar sayısal olarak belirlenir ve bu hasarın ilgili elemanlar için kabul edilebilir hasar limitlerinin altında kalıp kalmadığı kontrol edilir. Kabul edilebilir hasar limitleri, çeşitli deprem düzeylerinde yapı için öngörülen hedef performans düzeyleri ile uyumlu olacak şekilde tanımlanır. Eleman düzeyinde hesaplanması öngörülen deprem hasarı, şiddetli depremlerde genel olarak doğrusal elastik sınırlar ötesinde meydana nonlineer şekildeğiştirmelere veya bunlarla uyumlu yerdeğiştirmelere karşı geldiğinden bu yaklaşım, “Şekildeğiştirmeye (Yerdeğiştirmeye) Göre Tasarım” yaklaşımı olarak adlandırılır. ŞGT Yöntemleri, modern tasarım yaklaşımı “Performansa Göre Tasarım”ın temel yöntemleridir.

ŞGT Yöntemleri’nin (D3) depremi altında Özel Sınıf’a giren tüm kıyı ve liman yapıları için, (D2) depremi altında ise Özel Sınıf ve Normal Sınıf’taki tüm kazıklı iskele ve rıhtımların tasarımı için kullanılması zorunludur. ŞGT Yöntemleri ayrıca opsiyonel olarak ağırlık tipi ve palplanşlı rıhtım duvarlarının (D2) düzeyindeki depreme göre tasarımında da kullanılabilir (Bkz. Tablo-2 ve Tablo-3).

Tablo-2. Ağırlık tipi ve palplanşlı rıhtım duvarlarına çesitli deprem düzeylerinde uygulanacak tasarım yöntemleri

Tablo-3. Kazıklı iskele ve rıhtımlara çesitli deprem düzeylerinde uygulanacak tasarım yöntemleri

Mevcut Yapıların Performanslarının Değerlendirilmesi

Yukarıda açıklanan Dayanıma Göre Tasarım (DGT) ve Şekildeğiştirmeye Göre Tasarım (ŞGT) Yöntemleri, mevcut kıyı ve liman yapılarının deprem performanslarının değerlendirilmesi için de kullanılabilir. Kazıklı rıhtım ve iskelelerde değerlendirmeler tercihan ŞGT Yöntemleri ile yapılmalıdır.

3.3 Deprem Etkisinin Tanımlanması (2020)

3.3.1 Deprem Düzeyleri

Bu yönetmelik; kapsamındaki yapıların performansa göre tasarımında esas alınacak deprem düzeyleri aşağıda tanımlanmıştır.

Deprem Yer Hareketi Düzeyi-1 (DD-1)

DD-1 Deprem Yer Hareketi; spektral büyüklüklerin 50 yılda aşılma olasılığının %2 (100 yılda %4) ve buna karşı gelen tekrarlanma periyodunun 2475 yıl olduğu çok seyrek deprem yer hareketini nitelemektedir. Bu deprem yer hareketi, göz önüne alınan en büyük deprem yer hareketi olarak da adlandırılmaktadır.

Deprem Yer Hareketi Düzeyi-2 (DD-2)

DD-2 Deprem Yer Hareketi; spektral büyüklüklerin 50 yılda aşılma olasılığının %10 ve buna karşı gelen tekrarlanma periyodunun 475 yıl olduğu seyrek deprem yer hareketini nitelemektedir. Bu yer hareketi yönetmelikte sadece Deprem Tasarım Sınıfları'nın tanımlanması için kullanılmaktadır.

Deprem Yer Hareketi Düzeyi-2a (DD-2a)

DD-2a Deprem Yer Hareketi; spektral büyüklüklerin 50 yılda aşılma olasılığının %30 (100 yılda %50) ve buna karşı gelen tekrarlanma periyodunun 144 yıl olduğu sıkça deprem yer hareketini nitelemektedir.

Deprem Yer Hareketi Düzeyi-3 (DD-3)

DD-3 Deprem Yer Hareketi; spektral büyüklüklerin 50 yılda aşılma olasılığının %50 (100 yılda %75) ve buna karşı gelen tekrarlanma periyodunun 72 yıl olduğu sık deprem yer hareketini nitelemektedir.

Kıyı ve Liman Yapılarının Deprem Performansı Bakımından Sınıflandırılması (Kıyı ve Liman Yapıları Önem Sınıfları (Klös))

Kıyı ve Liman Yapıları, kullanım, depremde ve deprem sonrasında kendilerinden beklenen performans ve önem dereceleri bakımından üç ana sınıfa ayrılmıştır.

KLÖS = 1: Önemli Yapılar

Normal sınıfa giren kıyı ve liman yapıları aşağıdaki şekilde gruplandırılmıştır:

(a) Güvenlik/savunma bakımından stratejik öneme sahip yapılar

(b) Deprem sonrasında acil yardım ve kurtarma amacı ile hemen kullanılması gereken yapılar

(c) Toksik, parlayıcı ve patlayıcı özellikleri olan maddeler ile ilgili yapılar

KLÖS = 2: Normal Yapılar

(a) Deprem sonrasında onarım/güçlendirilmesi veya yeniden yapımı zor, pahalı ve zaman kaybına neden olacak yapılar

(b) KLÖS=1 ve KLÖS=3 dışındaki tüm yapılar

KLÖS = 3: Basit Yapılar

(a) Depremden sonra kolaylıkla yeniden yapılabilecek yapılar,

(b) Şiddetli depremlerde ileri derecede hasar görmesi kabul edilebilecek yapılar

(c) Yanaşma yapılmayan (güneşlenme iskelesi vb) yapılar

(d) Kıyı tahkimatları ve dalgakıranlar

3.3.3 Kıyı ve Liman Yapılarında Öngörülen Performans Hedefleri

Kıyı ve liman yapıları için yapısal performans düzeyleri, öngörülen deprem hasarı esas alınarak tanımlanmıştır.

Kesintisiz Kullanım (KK) Performans Düzeyi

Bu performans düzeyi, yapının ana taşıyıcı sistem elemanlarında hiçbir yapısal hasarın meydana gelmediği veya hasarın ihmal edilebilir ölçüde kaldığı duruma karşı gelmektedir. Yapılacak incelemeleri takiben hemen kullanıma açılabilecektir.

Sınırlı Hasar (SH) Performans Düzeyi

Bu performans düzeyi, yapının ana taşıyıcı sistem elemanlarında sınırlı düzeyde hasarın meydana geldiği, diğer deyişle doğrusal olmayan davranışın sınırlı kaldığı hasar düzeyine karşı gelmektedir. Depremden sonra yapı çok kısa sürede kullanıma açılabilecektir. Bu hasar düzeyi, yeni yapılacak yapılar için kullanılmayacak, sadece mevcut yapıların birinci aşama performans değerlendirmesinde kullanılacaktır.

Kontrollü Hasar (KH) Performans Düzeyi

Bu performans düzeyi, yapının ana taşıyıcı sistem elemanlarında çok ağır olmayan ve çoğunlukla onarılması mümkün olan kontrollü hasar düzeyine karşı gelmektedir. Onarım sırasında yapının bir süre servis dışı kalması mümkündür.

Göçmenin Önlenmesi (GÖ) Performans Düzeyi

Bu performans düzeyi, yapının taşıyıcı sistem elemanlarında ileri düzeyde ağır hasarın meydana geldiği göçme öncesi duruma karşı gelmektedir. Yapının kısmen veya tamamen göçmesi önlenmiştir. Acil müdahale için sınırlı da olsa kullanılabileceği kabul edilebilir. Ancak yapının uzun dönemde kullanılması mümkün olmayabilir.

3.3.4 Kıyı ve Liman Yapıları Performans Hedefleri

Deprem etkisi altında kıyı ve liman yapılan için Performans Hedefleri, "belirli deprem yer hareketi düzeyleri altında hedeflenen performans düzeyleri"ni ifade eder. Kazıklı rıhtım ve iskeleler için performans düzeyleri verilen tablolar kullanılmaktadır.

Tablo-4. Kazıklı Rıhtım ve İskeleler İçin Performans Hedefleri (Tablo 3.3, KLYDY, 2020)

2008 ve 2020 DEPREM TEKNİK ŞARTNAMESİ ARASINDAKİ ÖNEMLİ FARKLILIKLAR:

Güncel yürürlükteki 2020 Deprem Teknik Şartnamesi ile 2008 Deprem Teknik Şartnamesi arasında bulunan başlıca farklılıklar aşağıda maddeler halinde verilmiştir.

Deprem Düzeylerine Ait Notasyonların Değişmesi

2008 deprem teknik şartnamesinde deprem düzeyi sıralaması spektral büyüklükler küçükten büyüğe doğru D3 (50 yılda aşılma olasılığı %50) – D2 (50 yılda aşılma olasılığı %10) – D1 (50 yılda aşılma olasılığı %2) adlandırılmışken, 2020 deprem teknik şartnamesinde deprem düzeyi sıralaması spektral büyüklükler küçükten büyüğe doğru DD-1 (50 yılda aşılma olasılığı %50) – DD-2a (50 yılda aşılma olasılığı %30) – DD-2 (50 yılda aşılma olasılığı %10) – DD-3 (50 yılda aşılma olasılığı %2) olarak değişmiştir.

Deprem Düzeylerine Ara Spektrum Büyüklüğü Eklenmesi

2020 deprem teknik şartnamesinde DD-2a (50 yılda aşılma olasılığı %30 ve 100 yılda aşılma olasılığı %50) deprem düzeyi ilave edilmiştir.

Deprem Performans Düzeylerinde Değişiklik

2008 deprem teknik şartnamesinde minimum hasar performans düzeyi (MH), kontrollü hasar performans düzeyi (KH), ileri hasar performans düzeyi (İH) ve göçme hasarı durumu (GH) iken, 2020 deprem teknik şartnamesinde kesintiz kullanım performans düzeyi (KK), sınırlı hasar performans düzeyi (SH), kontrollü hasar performans düzeyi (KH) ve göçmenin önlenmesi (GÖ) olarak değiştirilmiştir.

Tablo-5. Performans Düzeyi Kıyaslaması

Sınırlı hasar performans düzeyi yeni yönetmelikte ilave edilmiş olup, mevcut yapıların 1. aşama performans değerlendirilmesinde kullanılacaktır.

Deprem Kuvvetinin Diğer Etkiler İle Birleştirilmesi

2008 deprem teknik şartnamesinde ağırlık tipi ve palplanşlı rıhtımlarda göz önüne alınacak yatay yük birleşiminde baba çekme kuvetinin yarısı (0.5 B) hesaplarda dikkate alınırken, yeni şartnamede bu yük etkisi dikkate alınmamaktadır. Kazıklı rıhtım ve iskelelerde ise, 2008 deprem teknik şartnamesinde yapı kütlesine etkiyen deprem yükü baba çekme kuvvetinin %50’si ile kombine edilirken, 2020 deprem teknik şartnamesinde hakim doğrultudan gelen deprem kuvvetine diğer doğrultunun %30’u ilave edilmektedir. Ayrıca, deprem kuvvetine ilave olarak hareketli yük etkisi de dikkate alınmaktadır.

Deprem Hesabında Kullanılan Diğer Kuvvetler

2020 deprem teknik şartnamesi ile beraber aşağıda detayı verilen tabliye-kazık-zemin etkileşimleri de dikkate alınmaktadır.

Kinematik Etkileşim: Kinematik etkileşim hesabının birinci amacı, kaynaktan gelen deprem dalgalarının zemin ortamında yayılımı sonucunda kazıklarda oluşan iç kuvvet ve şekildeğiştirmelerin hesaplanmasıdır. Kinematik etkileşim hesabının ikinci amacı daha sonra eylemsizlik etkileşiminde kullanılmasıdır.

Eylemsizlik Etkileşim: Eylemsizlik etkileşimi hesabının amacı, etkin tabliye hareketinin tabliyede meydana getirdiği eylemsizlik kuvvetlerinin (deprem yüklerinin) etkisi ile hem tabliyede, hem de geriye dönüşle kazıklarda meydana gelen iç kuvvetlerin ve şekil değiştirmelerin belirlenmesidir. Eylemsizlik etkileşimi hesabı, rıhtım/ iskele taşıyıcı sisteminin deprem hesabında zemin kazık alt-sisteminin rijitliğinin göz önüne alınmasına karşı gelmektedir.

Düşey Deprem: Düşey deprem etkisi, KLÖS = 1 ve DTS = 1,2 olan rıhtım / iskelelerde herhangi bir açıklığın 15 m'den fazla olması durumunda düşey deprem tasarım spektrumu ile hesaplarda dikkate alınacaktır.

Deprem Yükü Azaltma Katsayıları: 2008 deprem teknik şartnamesinde ivme spektrumuna göre bulunacak deprem yükleri, doğrusal analiz metodunda deprem yükü azaltma katsayısı (R) ile azaltılmaktaydı. 2020 deprem teknik şartnamesinde, deprem yükü azaltma katsayısı kaldırılmıştır.

Ancak, yeni deprem şartnamesinde yinelenme periyodu 475 yıla denk gelen D2 deprem düzeyi yerine yinelenme periyodu 144 yıla denk gelen DD-2a deprem düzeyi tanımlanmıştır.

Kazıkların Yapısal Tasarımı İlişkin Koşullar

2020 deprem teknik şartnamesi ile beraber aşağıda detayı verilen kazıkların yapısal tasarımı için verilen kurallar geçerli olmuştur.

  • 2008 deprem şartnamesinde, betonarme ve öngerilmeli betonarme kazıkların minimum en kesit boyutları 30/30cm. veya Ø30cm. iken, yeni şartname ile birlikte kazıkların minimum çapı 40cm. olarak değiştirilmiştir.
  • Çelik boru kazıkların et kalınlığı koşulunda kullanılan c katsayısı, 2008 deprem şartnamesinde kazık içi boş olması durumunda c = 0.08 iken, yeni şartnamede c = 0.10 olarak değiştirilmiştir. Bu kriter kazık malzeme seçimini (S235) sınırlandırmaktadır.

Malzeme Koşularında Değişiklik

2020 deprem teknik şartnamesi ile beraber aşağıda detayı verilen malzeme koşulları geçerli olmuştur.

  • 2008 deprem şartnamesinde, kazıkların beton kalitesi en az C40, tabliyenin beton kalitesi ise en az C30 iken, yeni şartname ile birlikte kazıklı rıhtım ve iskelelerde kullanılacak betonarme betonu kalitesi en az C35, öngermeli beton kalitesi ise en az C45 olacaktır.
  • TS 708'de tanımlanan S420 sadece DTS = 4 olan kazıklı rıhtım ve iskelelerde kullanılabilir. DTS 1,2,3 olan kazıklı rıhtım ve iskelelerde kullanılacak donatı çeliği kalitesi TS 708'de tanımlanan B420C veya B500C olacaktır.

5. BÖLGESEL İVME - TASARIM SPEKTRUM KIYASLAMASI:

2008 ve 2020 deprem teknik şartnamelerine göre 4 bölgede (ceyhan-tekkeköy-ambarlı-aliağa) ve zemin sınıfı ZE seçilerek tasarım spektrumları aşağıda grafik olarak verilmiştir.

Aşağıda verilen deprem spektrumları incelendiğinde, 2020 yılında yürülüğe giren deprem teknik şartnamesindeki ivme değerlerinin 2008 yılına kıyasla yüksek olduğu görülmektedir.

Kahramanmaraş merkezli depremde ölçülen spektral ivme değerlerinin (AFAD sitesindeki veriler kullanılmıştır.) yürürlükteki kıyı yapıları deprem yönetmeliğinde hesap edilen spektral ivme değerlerinin üzerinde olmadığı (normal ve özel sınıfa giren yapılar için) görülmektedir. Antakya merkezde ölçülen spektral ivme değerleri ise yönetmelik sınırının üzerindedir. AFAD sitesindeki 4614 nolu istasyon verilerindeki (Pazarcık merkez) spektral ivme değerleri çok yüksek olması nedeniyle teyide muhtaç olduğu değerlendirilmektedir.

Kıyı yapıları deprem yönetmeliğindeki idealize edilmiş ivme spektrumları Adana-Ceyhan bölgesi, D tipi zemin olacak şekilde yukarıdaki grafikte çizdirilmiştir. Zemin tiplerine ve yapı özelliklerine bağlı farklılıklar söz konusudur. Yukarıda verilen idealize edilmiş tasarım spektrum ivme değerleri karşılaştırılmaları mukayese açısından faydalı olacaktır.

Antakya merkezde ölçülen spektral ivme değerlerinin yüksek olmasının nedeninin zeminden kaynaklı büyütmelerin olması, bununla beraber yıkıcı etkinin fazla olmasının başlıca nedenlerinin ise yapısal ve imalata ilişkin kusurlar haricinde, zemin profiline uygun doğru yapı tipinin seçilmemesi, aynı zamanda zemin problemlerine karşı gerekli önlemlerin alınmaması olarak özetlenebilir.

Adres

Merdivenköy Mah. Nur Sk.
Business İstanbul Sitesi A Blok No:1A
34732 Kadıköy, İstanbul